İnsan sayım sensörlerinin genel olarak perakende sektöründe ağırlıklı olarak kullanıldığı aşikar. Perakendeciler bu insan sayım sensörleri aracılığıyla hem yaya trafiğini arttırıyor, hem de dönüşüm oranlarını yükseltiyor.
Bununla birlikte insan sayım sensörlerinin faydaları sadece perakendecilere özel değil. Alışveriş merkezlerinden, benzin istasyonlarına, aslında fiziksel mekana sahip her işletme bu sistemleri çoktan işletmelerine entegre etmeye başladı.
Hızlıca entegre olan sektörlerinden başında ise kütüphaneler geliyor. Kütüphaneler, her ne kadar perakendeler gibi gelir arttırma amacında olmasa da bu insan sayım sensörleri aracılığıyla faliyetlerinin verimliliğini arttıyor. Peki kütüphaneler için insan sayım sensörlerinin faydaları neler? Neden kütüphane sahipleri bu sistemlere hızlıca entegre olmalı? İşte bu soruların cevabını bu içeriğimizde vereceğiz!
Table of Contents
İnsan Sayım Sensörleri ve Sistemleri Nedir?
Temel ve en basit anlamda insan sayımı işletmelerin, fiziksel lokasyonlarına gelen ve giden müşterilerin sayısını anlamalarına yarayan bir sistemdir. İşletmeler, mağazalarına yerleştirecekleri bir sensör aracılığıyla gelen ve giden müşterilerin sayısını net bir şekilde görebilir ve bu datalara dayanarak mağazaları veya işletmeleri için stratejik kararlar alarak, işletmelerini büyütürler. Temel olarak ne yaptığını anladıysak, şimdi biraz da detaya inebiliriz.
İnsan sayım sensörleri aslında sadece gelen ve giden müşterilerin sayısını vermez. V-Count gibi sektörün öncü firmasının ürettiği sensörleri ve BoostBI gibi analitik veri uygulamasını kullanan şirketler, işletmelerine gelen kişilerin yaş ve cinsiyet datalarını görebilir, işletmelerindeki kasa kuyruklarını yönetebilir, ısı haritası ve bölge analizi sayesinde mağaza içerisindeki en yoğun alanları ve müşterilerin nereye doğru hareket ettiğini görebilir veya vitrin analizi ile dışarıdan geçen insanların hangi ürüne ne kadar baktığını dahi görebilir.
Bu datalar aşağıda da detaylı olarak bahsedeceğimiz üzere, işletmelerin karar almalarında oldukça büyük önem taşır. Aslında bu örnekteki gibi basit bir mantıkla insan sayım sensörlerinin önemini daha rahat kavrayabiliriz. Her işletmenin bir web sitesi veya en azından sosyal medya hesapları vardır. İşletmeler Google Analytics gibi web sitelerinin datalarını görebileceği bir araç sayesinde, web sitelerine gelen kullanıcıların hangi saatlerde girdiklerini, ne kadar süre hangi sayfada kaldıklarını, hangi linklere tıkladıklarını veya tıklamadıklarını, hangi ürünlerin satıldığını veya olması gerekenden daha az performans gösterdiğini görüntüler ve bu datalar ile web sitelerini optimize ederek satışlarını arttırmaya çalışır. İşte kişi sayım sistemleri de tamamiyle bu mantıkla çalışır fakat işletmelerin web siteleri için değil, fiziksel lokasyonları için bu dataları sağlar.
Bu datalar olmadan işletmeler, hangi hizmet veya ürünlerinin ne kadar performans gösterdiğini, hangi saatlerin daha yoğun olduğunu, hangi alanların yetersiz ziyaretçi çektiğini görüntüler ve bu datalara yönelik aksiyonlar sonucunda mağazalarını optimize eder ve böylelikle karlılıklarını arttırır ve aynı zamanda müşteri memnuniyetini ve pazarlama faaliyetlerinin de etkinliğini sağlar. “Peki temel olarak mantığını anladık, faydaları da fena gözükmüyor ama benim kütüphaneme insan sayım sensörleri rakamlarla nasıl etki edecek?” dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi hızlıca bu kısmı inceleyelim!
Devlet Finansman Güvencesi
Kütüphaneniz için devlet finansmanını güvence altına almak ve potansiyel olarak genişletmek için, gerçek zamanlı ve %99 doğrulukla sayım yapabilen, sağlam bir insan sayım sensörü kullanmak çok önemlidir.
Bu stratejik yaklaşım, kurumunuzun topluma kattığı değerin ve üyelerinin yaşamları üzerindeki yaygın etkisinin somut ve net kanıtlarını sunar.
Bu verilerin kullanılması, hizmetlerinizden yararlanan insan sayısını göstermekten daha fazlasını sağlar. Aynı zamanda bu bireylerin koleksiyonlarınız ve kaynaklarınızla nasıl etkileşime girdiğine ışık tutarak kütüphanenizin toplum üzerindeki doğrudan etkisine dair daha kapsamlı bir görüş sağlar.
Somut verileri kullanarak kurumunuzun önemini belirtmek, sürekli ve potansiyel olarak artan mali desteğe olan ihtiyacı ikna edici bir şekilde ortaya koyabilir. Bu, sadece mevcut faaliyetlerinizin sürdürülebilirliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda büyüme ve genişleme fırsatları sunar ve sonuç olarak topluma daha iyi hizmet verir.
Enerji Maliyetlerini Düşürmek
Kamu kurumları olarak kütüphaneler, en önemlilerinden biri enerji tüketimi olmak üzere çok sayıda zorlukla karşı karşıyadır. Bu konu, özellikle sürekli kullanımda olan tesislerde genellikle olması gerekenden daha maliyetlidir. Sık ve yoğun bir şekilde kullanılan kütüphanelerin havalandırma, ısıtma, soğutma ve aydınlatma sistemlerinin sürekli çalışması gerekir ve bu da kaçınılmaz olarak yüksek enerji maliyetlerine yol açar. Bunlar, bu kurumların kaçınamayacağı ve ne yazık ki katlanmak zorunda olduğu giderlerdir.
Ancak, bu tür enerji kullanımının sonuçları yalnızca ekonomik kaygıların ötesine uzanmaktadır. Yoğun enerji tüketimi, sürdürülebilirlik açısından da kütüphaneler için bir tehdit oluşturmaktadır. Her bireyin ve kurumun daha sürdürülebilir, çevre dostu bir geleceğe katkıda bulunması gerekliliğinin giderek daha fazla kabul gördüğü bir dünyada, kütüphanelerin enerji harcamalarını kısması sadece bir tercih değil, temel bir gereklilik haline gelmiştir.
İşte bu noktada insan sayma sensörlerinin rolü çok önemli hale geliyor. Bu sensörlerle donatılmış kütüphaneler, en yoğun kullanım günlerini ve saatlerini tahmin etmek için geçmiş verileri analiz etmek üzere bunlardan yararlanabilir. Bu da, kullanılmayan alanlarda ısıtma ve aydınlatma sistemlerinin çalışmasını en aza indirerek enerji maliyetlerini daha etkili bir şekilde yönetmelerini ve azaltmalarını sağlar. Sonuç olarak, bu alanlar gereksiz yere enerji tüketmiyor, bu da önemli maliyet tasarruflarına ve kütüphanenin genel enerji ayak izinde bir azalmaya yol açıyor.
Ayrıca, insan sayma sensörlerinin kullanılması havalandırma sistemlerinin verimliliğini artırabilir. Yoğun kullanım alanları ve zamanları belirlenerek, havalandırma bu özel koşullara göre optimize edilebilir ve kütüphane ziyaretçileri için rahat ve keyifli bir ortam sağlanabilir. Bu, kütüphanelerin yalnızca daha sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir operasyon yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda genel kullanıcı deneyimini iyileştirerek kütüphaneyi ziyaret etmek ve zaman geçirmek için daha cazip bir yer haline getirdikleri anlamına gelir.
Personel Tahsisi ve Kaynak Yönetimi
Ziyaretçilerimizin memnuniyetini önemli ölçüde artırmak için kütüphanelşerin etkili bir personel planlama stratejisi uygulaması büyük önem taşımaktadır. Bu strateji, operasyonların sorunsuz bir şekilde yürütülmesinde ve ziyaretçilerimizin olumlu bir deneyim yaşamasında kritik bir rol oynamaktadır.
Bu strateji oluşturulurken çeşitli kilit faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar arasında, bunlarla sınırlı olmamakla birlikte, kütüphanenin en yüksek ziyaretçi hacmine sahip olduğu yoğun zamanların yanı sıra herhangi bir günde veya herhangi bir zaman diliminde beklenilen genel ziyaretçi hacmi de yer almaktadır.
Bu belirli yoğun dönemlerde yeterli sayıda personelin hazır bulunmasını sağlayarak kütüphaneler sürekli olarak yüksek bir hizmet seviyesini koruyabilir. Bu sadece ziyaretçilerin ihtiyaçlarını daha etkin bir şekilde karşılamakla sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kütüphane personelinin ziyaretçi yoğunluğundan bunalmamasını sağlayarak mükemmel hizmet sunma ihtimalini de arttırır.
Unutulmamalıdır ki, sürekli çalışan, mesaileri düzgün ayarlanmamış personel, motive olamayacağı için işini de verimli bir şekilde yapamaz. İşte bu nedenle insan sayma sensörleri ile alınacak veriler ile personelin vardiyaları etkin ve etkili bir şekilde dizayn edilebilir. Daha yoğun saatlerde daha fazla çalışan çalıştırarak, yine aynı şekilde daha az yoğun saatlerde daha az çalışan çalıştırarak kütüphaneler, çalışanlarının vardiyalarını etkili bir şekilde hazırlayabilir.
Bu stratejik kaynak tahsisi, genel ziyaretçi deneyiminin iyileştirilmesinde de hayati bir bileşendir. Operasyonların sorunsuz ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlar, bekleme sürelerini azaltır ve ziyaretçi memnuniyetini artırır. Bu da olumlu ağızdan ağıza iletişim ve tekrar ziyaret olasılığının artmasına katkıda bulunur ki her ikisi de uzun vadeli başarı için kütüphaneler açısından kilit bir öneme sahiptir.
Alan Planlaması ile Ziyaretçi Akışının Düzenlenmesi
Kütüphaneler doğası gereği alan açısından bazı limitlere sahiptir. Her ne kadar kütüphaneler geniş ve ferah olarak tasarlansa da, çoğu kütüphane bu kadar geniş bir alana sahip olmadığı için daha dar koridorlara ve çalışma alanlarına sahiptir. Büyük kütüphanelerin bile çok yoğun saatlerde ziyaretçi akışı açısından sıkıntıları bulunmaktadır.
Örneğin çalışılacak alanların yeterli olmaması sebebiyle haftasonu gibi yoğun zamanlarda ziyaretçiler kütüphanenin kaynaklarından yararlanamamaktır. Bununla birlikte ziyaretçilerin kütüphaneye geldiklerinde takip ettikleri rotayı bilememek de kütüphane yönetimleri açısından, kütüphane yerleşiminin ve düzeninin yanlış yapılması gibi sorunları ortaya çıkartmaktadır.
İşte insan sayım sensörleri, özellikle de Ultima Prime gibi ısı analizi ve ziyaretçi akışını gösteren gelişmiş insan sayım sensörleri, kütüphanelere bu konularda çok büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu sensörler aracılığıyla kütüphaneye gelen ziyaretçilerin nasıl hareket ettiğini -yani ilk girişten çıkışa kadar nasıl bir rota izlediğini- anlayan kütüphane sahipleri, kütüphanenin içerisini de bu data dayalı iç görüler aracılığıyla düzenleyebilir. Bu sayede daha az kullanılan çalışma alanları parlatılarak, yoğunluğun bir bölümünü alması sağlanabilir veya benzer şekilde hangi kitap türlerinin ağırlıklı tercih edildiğini analiz ederek, bu alanda optimizasyonlar gerçekleştirebilir.
Bu strateji hem kütüphanenin etkinliğini arttıracaktır hem de aynı zamanda gelen ziyaretçilerin daha memnun bir şekilde kütüphaneden ayrılmasına neden olacaktır.
Peki V-Count’u diğer insan sayma şirketlerinden farklı kılan nedir?
Tartışılacak çok fazla konu var ki hepsini buraya sığdırmak zor, ancak bazı kilit noktaları rahatlıkla gözden geçirebiliriz.
- 18 yılı aşkın engin tecrübesiyle V-Count, davranış analitiği alanında kendini küresel bir otorite olarak kabul ettirmiştir. Yolculuğumuz boyunca 580’den fazla kurumsal müşteriye hizmet verdik, bunlar arasında dünya çapında tanınan Fortune 500 şirketlerinden on biri de bulunmaktadır. Bu müşteriler, V-Count’un sektör lideri analitik çözümlerine güvenerek iş dünyasında değer yaratmışlardır.
- Ek olarak, ekibimiz bilgisayarla görme ve yapay zeka konularında oldukça deneyimlidir. Bu, geçtiğimiz 18 yıl boyunca sürekli bilgi arayışımızı yönlendirmiştir. Bu alanlarda pek çok yeni keşif yaptık ve bu keşifler patentli yenilikler olmuştur. Bu patentler, ürünlerimizi geliştirmeye ve teknoloji sektörünü ileriye taşımaya olan bağlılığımızı göstermektedir.
- Ancak, bu ayırt edici faktörlerin yanı sıra, en güçlü silahımız müşteri desteğimizdir. Müşteri hizmetlerimiz, her müşterinin sorusuna cevap vermek ve her sorunu hızlı ve etkili bir şekilde çözmek için ekstra çaba gösterir.
Siz de kütüphanenizde V-Count’ın çözümlerini kullanmak ve verimliliğinizi arttırmak istiyorsanız hemen ücretsiz bir demo rezerve edin!